İç Mimarlığın Sınırları

Mimarlıkta tasarım ve stillerin sınırları bulunmamakla beraber çoğu zaman yerel mevzuatlarla kısıtlanabilir. Bununla birlikte iç mimarlar çoğu zaman farklı mekanlarda ve hatta farklı ülkelerde dekorasyon yapma şansı bulurlar. Mimari uygulama sürecindeki problemler kolaylıkla aşılabilirse bu yolla tanınırlıklarını arttırabilir, kısıtlamalara maruz kalmadan eşsiz tasarımlara imza atabilirler.

Aşina olmadığınız bir mekanda tasarım ve uygulama yapmak pek çok fırsat sunabilir. Farklı bölgelerin çeşitli ulusal düzenleme ve standartları yaratıcılığın sınırlarını keşfetmeye teşvik eder. Mimara özgürlük sağlayabilen avantajlarının yanı sıra dezavantajları da bulunabilir. Tasarımı hayata geçirecek usta ve işçiler bulma, dil bariyeri, kültürel değişiklikler, lokal yönetimle iletişim, lojistik planlaması gibi zorlukların da bu süreçte aşılması gerekir. Bu tür problemlerin aşılması için detaylı bir hazırlık ve profesyonel bir ekip gerekebilir. Prosedürün içerisinde iç mimar ile yerel bir kişinin de yer alması hem iletişimi sağlamak hem de bilgi birikiminden yararlanmak açısından önemlidir. İlave organizasyonel harcamalar için bütçe belirlenenin üzerinde tutulmalıdır. Geçmiş deneyimlerden yararlanılarak bir program hazırlanmalı ve olası aksilikler bu plana dahil edilmelidir.

Uluslararası çalışmalar yalnızca iç mimarlar tarafından değil, müşteriler açısından da önemlidir. Kurumsal çalışan ve yurtdışındabirçok bayisi bulunan kosenpt veya tek tip ofisler yabancı mimarlarla işbirliği yapmak isteyebilirler. Bu şekilde markanın bütünlüğü mimari olarak da korunmuş olur. Bunun yanı sıra yurtdışında ofis açmış bir işveren kendi milletinden bir iç mimarla daha iyi iletişim kurabileceğinden ve tercihen kendi milletinden birine istihdam sağlama düşüncesiyle bu yolu seçebilir.  

Her ne kadar zorluklar barındırsa da, uluslararası çalışmalar iç mimarı geliştiren serbest bir ortam hazırlar ve iç mimarlığın sınırlarını zorlayan yaratıcı sonuçlar doğurur.