Proust Etkisi

Mekandaki iç mimari somut elementler kadar ilk başta görünür olmayan diğer etkenler de bir o kadar önemlidir. Bir ortam içerisinde duyularımızı uyaran deneyimler, ünlü yazar Proust’un da deyimiyle geçmişteki hatıralarımızla bağlantı kurmamızı sağlayarak daha akılda kalıcı bir hale gelir. Proust kavramı, duyusal belleğimizde bulunan geçmiş deneyimlerimizi, aynı duyusal ortama maruz kaldığımızda yeniden zihnimizde canlandırabileceğimize işaret eder. Duyusal belleği kokular, tatlar, sesler, dokular gibi ögeler oldukça etkili bir şekilde tetikler. Bunların içinde koku oldukça büyük bir önem taşır. Kokular beyne doğrudan iletilir ve anılarımızla bağlantılı olarak deneyimlenir. Kokular aracılığı ile hafızamızda canlandırabildiğimiz anlar bulunur, çünkü bunlar koku belleğine görsel ve işitsel bilgilerle beraber kaydedilmiştir.  Psikolojik yönlendirmeler yapılırken de kokuların etkilerine başvurulabilir. Örneğin; yasemin, lavanta, sandal ağacı gibi kokular dinginlik ve stres azaltıcı bir yönde etkilerken limon, portakal gibi meyve kokuları ortamın daha enerjik ve yenilenmiş algılanmasına yol açar.

Dolayısıyla bizleri bir anda bir yerden alıp başka bir yere götüren ortamdaki kokular, tatlar, sesler, görsel hatırlatmalar o ortamla iletişim kurabilmemiz ve oraya ait hissetmemizde büyük bir rol oynar. Doğru kullanıldığı takdirde kullanıcıyı mekanla birbirine bağlayan Proust etkisi, fonksiyonun gayesi doğrultusunda güçlendirilmelidir.

Previous
Previous

Açık Ofis Planlarının Avantajları ve Dezavantajları

Next
Next

Ofis Masası Seçimi